BÜTÜN İLİMLER KUR'AN'DA MEVCUTTUR...

İbni- Abbas (r.anhümâ), "Bütün ilimler, Kur'ân-ı Kerim'de mevcuttur; lâkin, insanların anlayışları onu idrâkten âcizdir. (Hüseyin Avni, İ'câzı Kur'ân, 28) buyurmuşlardır. Binâenaleyh bütün ilmî hakikatler, fennî incelikler, kevnî hal ve vaziyetler Kur'ân'da mevcuttur. Yine bunu gibi, daha pek çok ehline mahsus esrâr-ı sübhâniye'yi de sînesinde barındıran Kurân-ı Kerim, insanları hakka, doğruya ve sırât-ı müstakime dâvet etmiş ve hidâyet rehberi olmuştur.

Hz. Ali (r.a.), "Eğer istersem, Ümmü'l-Kur'ân (Kur'ân'ın anası)olan Fâtiha sûresinden yetmiş deve yükü olacak tefsir ve esrâr istinbat ederim. Çünkü bir âyetin yetmişbin te'vili vardır" buyurmuşlardır.(A.e.g)

Ebû Bekir bir el-Arabî (rh.), "Kânûnu't-Te'vîl" isimli eserinde; Kur'ân ilimlerinin, Kur'ân'ın kelime adedine eşit olduğunu ifade etmektedir. Bu rakam ise, 77 bin 450'ye bâliğ olmaktadır. (Süyûtî, el-Itkân, 4/32)

Yine İbn-i Abbas (r.anhümâ), "Eğer benim devemin ipi kaybolsa onu Allâh'ın kitabından bulurum"demiştir. Bu cümleden olarak meselâ, Kur'ân'ın 63'üncü sûresindeki, "Allah, eceli geldiği zaman hiçbir nefsi te'hir etmez[geri bırakmaz]. (S. Münâfikûn, 11)âyet-i kerîmesine ve onu da, kıyâmet gününü haber veren"Teğâbün"sûresinin tâkip ettiğine bakarak, Resûl-i Zîşân Efendimiz'in mübârek ömürlerinin 63 sene olduğunu istinbat etmişlerdir. (Süyûtî, el-Itkân, 4/26)

"Teğâbün"sûresi bu ismi, dokuzuncu âyette geçen ve "aldanma" mânâsına olan mezkûr kelimeden alınmıştır. Bahis mevzuu âyetin meâli meâli şöyledir: "Sizleri o toplanma günü için derleyip toparlayacağı gün ki, o gün teğâbün günüdür. (Yani, kimin aldatıp, kimin aldandığı, kâr ve zararın belli olacağı gündür.)

Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.), kendisi ile Hâlik'ı arasında gizli kalması istenen pek çok esrârı ve gayb ilimlerini mübârek şahıslarına inhisar ettirmişler... Ashâb-ı kiramın büyüklerinden Hulefâ-i Râşidîn, İbn-i Abbas, İbn-i Mes'ud, Ebû Hüreyre (r.anhüm) hazerâtı gibi diğer bazı zevâtı ve mürşid-i kâmil ve mükemmilleri de Kur'ân'ın sırlarını anlamaya vâris bırakmışlardır. Nitekim:Ebû Hüreyre(r.a), "Ben Allah'ın Resûlü'nden iki kap ilim hıfzettim. Bunlardan birisini neşrettim... Diğerine gelince; eğer onu neşretseydim, şu boynum kesilirdi" demiştir. (İ'câz-ı Kur'ân, 28)

Hulâsa Allâh Teâlâ'nın aziz kitabı, her şeyi içine almıştır. Fakat çeşitli ilimler için Kur'ân'da müstakil bâb ve fasıllar ile geniş îzahlar yoktur; ancak bunlara işâretler vardır.