Rüya | Konular | Kitaplar

İbni şirin gözü ile rüya tabirciliği

Meşhûr rü’yâ tâbircisidir. Rü’yâ tâbircilerinin pîridir. Bu husûsta bir kitap da yazdığı rivâyet edilir.

Rü’yâyı hadîs-i nefs, (nefsanî söz), tahvîf-i şeytan, (şeytan korkutması), tebşîr-i Rahmân (Rahmândan müjde) olmak üzere üçe ayırırdı.

Bir kimse rü’yâda gördüğü hoş olmayan ba’zı şeyleri ona anlatıp, tâbirini sorup, kendisine zararı dokunup dokunmayacağını sorunca, ona şu cevâbı verdi: “Uyanık iken Allahü teâlânın emirlerini yapmakta titiz ve takvâ sahibi ol. Böyle olursan uykuda gördüğün kötü rü’yâların sana zararı dokunmaz.”

Biri, “Rü’yâmda elimdeki bir mühür ile erkeklerin ağızlarını ve kadınların da edeb yerlerini mühürlediğimi gördüm, acaba bu nedir?” diye sorunca, “Sen Ramazan ayında müezzinlik yaptın ve imsak vakti sabah ezanı okudun mu?” deyince adam, “Evet, doğru söylüyorsun, öyledir” dedi ve rü’yâsının tâbirini yaptı.

Yine birisi “Rü’yâmda zeytinyağını zeytinlerin üzerine döktüğümü gördüm. Acaba bu nedir?” diye sorunca; “Zeytinyağı zeytinden olmadır, aslına gidiyor. Sen câriyelerini araştır. Belki de bunlardan biri, genç yaşta esîr edilen annen olabilir” cevâbını verdi. Adam araştırınca, hakîkaten câriyesinin annesi olduğunu gördü.

Yine bir başkası, “Rü’yâmda incileri domuzların boynuna astığımı gördüm. Acaba bu nedir?” deyince, “Sen ehli olmayanlara hikmet öğretiyorsundur” cevâbını verdi. Adam talebelerini araştırınca, öyle olduklarını tesbit etti.

Yine bir adam gelip “Ben rü’yâda bir kuşun mescidden güzel bir taş alıp, gittiğini gördüm” deyince, “O halde Hasan-ı Basrî vefât etti” buyurdu. Hakîkaten çok sevdiği Hasan-ı Basrî vefât etmişti.

İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe ( radıyallahü anh ) rü’yâda, “Güya Peygamber efendimizin mübârek kabrini açıp, mübârek kemiklerini göğsünde toplar” görür. Bu rü’yâdan korkup İbn-i Sîrîn’e ( radıyallahü anh ) gider. Kendisini tanıtmayıp, rü’yâyı anlatır. İmâm-ı a’zam’ın rü’yâyı anlatması bitince; “Bu rü’yâ senin değil, Ebû Hanîfe’nindir. Böyle rü’yâyı ancak o görebilir” buyurdu. O zaman Ebû Hanîfe kendini tanıtınca, İbni Sîrîn, “Sırtınızı açın göreyim” dedi. İmâm-ı a’zam sırtını açıp, iki omuzu arasında bir ben olduğunu görür ve bunun üzerine, “Sen o kimsesin ki, Resûlullah ( aleyhisselâm ) senin hakkında, “Ümmetimden bir kimse gelir. İki omuzu arasında bir ben bulunur. Allahü teâlâ benim dinimi onun eli ile diriltir.” buyurmuştur dedi. Sonra; Bu rü’yâdan korkma! Muhakkak ki, Resûlullah ( aleyhisselâm ) ilmin şehridir. Sen de ona kavuşursun.” buyurdu. Gerçekten de öyle oldu. İmâm-ı a’zam ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinin en büyüğünün kurucusudur. Bugün müslümanların büyük çoğunluğu Hanefî mezhebindendir.

İbni Sîrîn’in ( radıyallahü anh ) pek çok meşhûr rü’yâ tâbirleri, hikâye ve menkıbeleri, siyer, târih ve ahlâk kitaplarında yazılıdır.