İbn-i Kesîr Hayatı ve eserleri
İbn-i Kesîr Hayatı ve eserleri (M/1373)
701'de (1301) Busrâ'nın Müceydilülkarye köyünde dünyaya geldi. Kendisi fakih, hatip, şair ve edip olan babası öldüğünde (Cemâziyelevvel 703/Aralık 1303) üç yaşlarında olduğunu söyler.
İbn-i Kesir 707 (1307) yılında ailesiyle birlikte Dımaşk'a göç etti. Ağabeyi Kemâleddin Abdülvehhâb, onun öğrenimiyle yakından ilgilendi. İlk fıkıh derslerini de ondan aldı ve 711'de (1311) Kur'an-ı Kerim'i ezberledi. Daha sonra Burhâneddin İbrâhim İbn-i Abdurrahman el-Fezârî ve Kemâleddin ibn-i Kâdî Şühbe'den fıkıh okudu. Genç yaşta yazdığı Ahkâmü't-Tenbîh adlı eserini, hocası Burhâneddin el-Fezârî'ye arz edip onun takdirini kazandı.
Usûl-i fıkha dair Muhtasaru İbni'l-Hâcib'i, Şemseddin Mahmûd ibn-i Abdurrahman el-İsfahâni'ye okuyup icâzet aldı. Ayrıca Şerefeddin İsâ el-Makdisî, Bahâeddin ibn-i Asâkir, Şemseddin Muhammed ibn-i Muhammed eş-Şîrâzî, İshak ibn-i Yahyâ el-Âmidî, Muhammed ibn-i Ahmed ibn-i Zerrâd, İbnü'ş-Şıhne el-Haccâr, Abdullah ibn-i Muhammed ibn-i Yûsuf el-Makdisî ve Yûsuf İbn-i Abdurrahman el-Mizzî'den hadis; Alemüddin el-Birzâlî ve Zehebî'den hadis ve tarih; Muhammed İbn-i Şerefeddin el-Ba'lebekkî'den kıraat; Takıyyüddîn ibn-i Teymiyye'den kelâm ve fıkıh dersleri aldı.
Bu hocaları arasında daha çok Burhâneddin el-Fezârî, kayınpederi Yûsuf el-Mizzî, Zehebî ve İbn-i Teymiyye'den etkilendi. Bunların dışında Şemseddin el-İsfahânî, Ebü'l-Feth ed-Debûsî, Ali ibn-i Ömer el-Vanî, Yûsuf el-Hutenî, Ebû Mûsâ el-Karâfî ve İbnü'd-Devâlibî el-Bağdâdî, icâzet aldığı hocalarından bazılarıdır.
İbn-i Kesir, öğrenimini tamamladıktan sonra hatib, müderris, kıraat âlimi, müftü ve mahkeme heyeti üyesi olarak çeşitli görevlerde bulundu. 11 Cemâziyelevvel 736'da (27 Aralık 1335) Dımaşk'ta, Şâfiîler'e tahsis edilmiş olan Necîbiyye Medresesi'nde ders vermeye başladı ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. 16 Muharrem 746'da (19 Mayıs1335) Bahâeddin Mercânî'nin yaptırdığı Mizze Camii'nde hutbe okumak üzere görevlendirildi.
Zehebî'nin 16 Zilkâde 748'de (17 Şubat 1348) ölümü üzerine Dımaşk'taki Sâlihiyye Medresesi'ne müderris tayin edildi. Bu medresede verdiği ilk derse, ulemâ, kadılar ve kalabalık bir halk topluluğu katıldı. Takıyyüddin es-Sübkî'nin 756'da (1355) vefatından sonra kısa bir süre Dımaşk'ta Dârü'l-hadîsi'l-Eşrefiyye'nin reisliğini yaptı. Ayrıca Dârü'l-Kur'ân ve Dârü'l-Hadîsi't-Tenkıziyye'de ders verdi. 28 Şevval 767'de (8 Temmuz 1366) Emeviyye Camii'nde Fâtiha sûresinin tefsirini yaptığı derse melikü'l-ümerâ ve nâibü's-saltanah Seyfeddin Mengliboğa, kadılar ve ileri gelen devlet adamları da katıldı.
Yönetim aleyhindeki her türlü isyana karşı olan İbn-i Kesir, Memlük Devleti ile olduğu kadar ulemâ ve halkla da iyi ilişkiler içindeydi ve hemen her konuda ılımlı bir politika takip edilmesinden yanaydı. 752'de (1351) Emîr Bayboğa Urûs'un başarısızlıkla sonuçlanan isyanından sonra, Memlük Sultanı el-Melikü's-Sâlih ile birlikte Dımaşk'a gelen halife Mu'tazıd Billâh, onu devlete bağlılığının bir mükâfatı olarak, Demmâgıyye Medresesi'nde huzuruna kabul etti. Ahmed ibn-i Hanbel'in el-Müsned'indeki bazı hadisleri güzel yorumlamasından dolayı kendisini kutladı.
Hazret-i Ebû Bekir, Ömer ve Osman'a küfür ettiği ve Emeviyye Camii'nde Sünnîler'le birlikte namaz kılmayı reddettiği için, Mâlikî kadısı tarafından kırbaç cezasına çarptrılan Hilleli bir Şiî, daha sonra Dârüssaâde'de toplanan mahkeme heyeti tarafından idam cezasına mahkûm edildi (Cemâziyelâhir 755 / Haziran-Temmuz 1354). Bu mahkeme heyetinin üyeleri arasında İbn-i Kesîr de bulunuyordu.
İbn-i Kesîr, 741 Şevvali sonunda (Nisan 1341) ulûhiyyet iddiasında bulunan Osman ed-Dekâkî'nin yargılandığı Dârüssaâde'deki Dârüladl'de de üye olarak görev yaptı. Rebîülevvel 756'da (1355) Kâdılkudât Takıyyüddin es-Sübkî'nin, Altunboğa en-Nâsırî ve Kutluboğa el-Fahrî'nin yetimlerin mallarına el uzatmalarına göz yummakla itham edilmesi üzerine kurulan mahkemede görev aldı ve kadıyı savundu. 26 Rebîülevvel 766'da (21 Aralık 1364) Emîr Mengliboğa tarafından teşkil edilen ve Dârüssaâde'de toplanan mahkeme heyetinde de bulundu. Kanuna aykırı icraat yapmakla suçlanan Kadı Tâceddin ibn-i Takıyyüddin es-Sübkî lehinde oy kullanarak Mengliboğa'nın takdirini kazandı.
762'de (1361) isyan ettiği için azledilen Dımaşk Valisi Baytemür, Şa'ban 766'da (Nisan-Mayıs 1365) Dımaşk'a gelince onun şerefine Sahîh-i Buhârî'nin ezbere okunması işini organize etme görevi İbn-i Kesir'e verildi. Kıbrıs Frankları'nın İslâm ülkelerine karşı başlattıkları saldırıyı sürdürmeleri üzerine, gerekli askerî tedbirleri alan Dımaşk valisi Emir Mencak 770'te (1369), halkın cihada katılması gerektiği konusunda ondan fetva istedi. Bunu üzerine İbn-i Kesir el-İctihâd fî Talebi'l-Cihâd adıyla bir eser yazdı.
Hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybeden İbn-i Kesir 26 Şa'ban 774'te (20 Şubat 1373) Dımaşk'ta vefat etti Vasiyeti uyarınca Dımaşk'ta Bâbünnasr dışındaki Sûfiye Mezarlığı'na, hocası İbn-i Teymiyye'nin yanına defnedildi.
El-Hâfizü'l-Muhaddis unvanı verilen İbn-i Kesir'i, Zehebî Tezkiretü'l-Huffâz'ın sonunda çağdaşı olan muhaddisler arasında zikretmiş ve hadis ilminin çeşitli alanlarında verdiği eserler dolayısıyla kendisinden övgü ile söz etmiş, ayrıca ona el-Fakîhül-Müftî lakabını vermiştir.
İbn-i Kesir'den, camilerde verdiği umumi derslere ve dârü'l-hadislerdeki derslerine katılan çok sayıda talebe rivayette bulunmuştur. İbn-i Hiccî, Sa'deddin en-Nevevî, İbnü'l-Cezerî Muhammed ibn-i Muhammed, Bedreddin ez-Zerkeşî bunların en meşhur olanlarıdır.
Fıkıhta Şâfiî mezhebine mensub olmakla beraber İbn-i Kesir diğer mezheblerin görüşlerine de açıktı İbn-i Teymiyye'nin etkisinde kalarak Hanbelî kelâmını benimsemiş, hilâfetin Kureyşîliğini savunması dışında diğer dinî-siyâsî konularda onun görüşlerine bağlı kalmıştır. Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Tâlib el-Mekkî, Abdülkerim ibn-i Hevâzin el-Kureyşî ve Şehâbeddin es-Sühreverdî gibi ilk sûfilerden saygıyla bahsetmiştir. Şiîliğe karşı sert bir tavır takınmış, eserlerinde İsrâiliyyat'a yer vermemiştir.
İbn-i Kesir hükümdarlar, emirler, ulemâ ve halk nezdinde güvenilir bir şahsiyetti. Önemli dinî ve siyasî meselelerde onun fetvasına başvurulmuş ve verdiği kararlara uyulmuştur. Meselâ 22 Muharrem 767'de (9 Ekim 1365) Franklar'ın İskenderiye'yi yakıp yıkarak Müslümanları öldürmeleri üzerine, Memlük Sultanı el-Melikü'l-Eşref II. Şa'bân, yayınladığı bir menşurla Suriye'deki Hıristiyanların mallarının dörtte birinin müsâdere edilmesini istemiş. Mısırlı fakihlerin fetvasına rağmen İbn-i Kesir bunun şer'an câiz olmadığını söylemiş; sultan da onun görüşüne uymuştu.
Eserleri
A. Tarih ve Tabakat
1. El-Bidâye ve'n-Nihâye,
2. El-Fusùl fî Sîreti'r-Rasûl,
3. Sîretü Ebî Bekr es-Sıddîk,
4. Sîretü Ömer b. Hattâb
5. Sîretü Mengliboğa,
6. Tabakâtü Fukahâi'ş-Şâfiîyye,
7. Et-Tekmîl fî Ma'rifeti's-Sikât ve'z-Zuafâ' ve'l-Mecâhîl.
B. Tefsir
1. Tefsîrü'l-Kur'âni'l-Azîm,
2. Fezâ'ilü'l-Kur'ân.
C. Hadis
1. Câmiu'l-mesânîd ve's-Süneni'l-hâdî li-Akvâmi's-Senen,
2. İhtisâru Ulûmi'l-Hadîs,
3. Müsnedü'l-Fârûk Emîri'l-Mü'minîn Ebî Hafs Ömer ibn-i Hattâb ve Akvâlühû alâ Ebvâbi'l-İlm,
4. Tuhfetü't-Tâlib bi-Ma'rifeti Ehâdîsi Muhtasari İbni'l-Hâcib,
5. Tahrîcü Ehâdîsi Edilleti't-Tenbîh,
6. Ahkâmü's-Sugrâ fi'l-Hadîs,
7. El-Ahkâmü'l-Kebîr,
8. Muhtasarü'l-Medhal ilâ Kitâbi's-Sünen li'l-Beyhakî,
9. El-Mukaddimât,
10. Şerhu Sahîhi'l-Buhârî.
D. Fıkıh
1. El-İctihâd fî Talebi'l-Cihâd,
2. İrşâdü'l-Fakîh ilâ Ma'rifeti Edilleti't-Tenbîh,
3. Ahkâmü't-Tenbîh,
4. Kitâbü's-Semâ.
701'de (1301) Busrâ'nın Müceydilülkarye köyünde dünyaya geldi. Kendisi fakih, hatip, şair ve edip olan babası öldüğünde (Cemâziyelevvel 703/Aralık 1303) üç yaşlarında olduğunu söyler.
İbn-i Kesir 707 (1307) yılında ailesiyle birlikte Dımaşk'a göç etti. Ağabeyi Kemâleddin Abdülvehhâb, onun öğrenimiyle yakından ilgilendi. İlk fıkıh derslerini de ondan aldı ve 711'de (1311) Kur'an-ı Kerim'i ezberledi. Daha sonra Burhâneddin İbrâhim İbn-i Abdurrahman el-Fezârî ve Kemâleddin ibn-i Kâdî Şühbe'den fıkıh okudu. Genç yaşta yazdığı Ahkâmü't-Tenbîh adlı eserini, hocası Burhâneddin el-Fezârî'ye arz edip onun takdirini kazandı.
Usûl-i fıkha dair Muhtasaru İbni'l-Hâcib'i, Şemseddin Mahmûd ibn-i Abdurrahman el-İsfahâni'ye okuyup icâzet aldı. Ayrıca Şerefeddin İsâ el-Makdisî, Bahâeddin ibn-i Asâkir, Şemseddin Muhammed ibn-i Muhammed eş-Şîrâzî, İshak ibn-i Yahyâ el-Âmidî, Muhammed ibn-i Ahmed ibn-i Zerrâd, İbnü'ş-Şıhne el-Haccâr, Abdullah ibn-i Muhammed ibn-i Yûsuf el-Makdisî ve Yûsuf İbn-i Abdurrahman el-Mizzî'den hadis; Alemüddin el-Birzâlî ve Zehebî'den hadis ve tarih; Muhammed İbn-i Şerefeddin el-Ba'lebekkî'den kıraat; Takıyyüddîn ibn-i Teymiyye'den kelâm ve fıkıh dersleri aldı.
Bu hocaları arasında daha çok Burhâneddin el-Fezârî, kayınpederi Yûsuf el-Mizzî, Zehebî ve İbn-i Teymiyye'den etkilendi. Bunların dışında Şemseddin el-İsfahânî, Ebü'l-Feth ed-Debûsî, Ali ibn-i Ömer el-Vanî, Yûsuf el-Hutenî, Ebû Mûsâ el-Karâfî ve İbnü'd-Devâlibî el-Bağdâdî, icâzet aldığı hocalarından bazılarıdır.
İbn-i Kesir, öğrenimini tamamladıktan sonra hatib, müderris, kıraat âlimi, müftü ve mahkeme heyeti üyesi olarak çeşitli görevlerde bulundu. 11 Cemâziyelevvel 736'da (27 Aralık 1335) Dımaşk'ta, Şâfiîler'e tahsis edilmiş olan Necîbiyye Medresesi'nde ders vermeye başladı ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. 16 Muharrem 746'da (19 Mayıs1335) Bahâeddin Mercânî'nin yaptırdığı Mizze Camii'nde hutbe okumak üzere görevlendirildi.
Zehebî'nin 16 Zilkâde 748'de (17 Şubat 1348) ölümü üzerine Dımaşk'taki Sâlihiyye Medresesi'ne müderris tayin edildi. Bu medresede verdiği ilk derse, ulemâ, kadılar ve kalabalık bir halk topluluğu katıldı. Takıyyüddin es-Sübkî'nin 756'da (1355) vefatından sonra kısa bir süre Dımaşk'ta Dârü'l-hadîsi'l-Eşrefiyye'nin reisliğini yaptı. Ayrıca Dârü'l-Kur'ân ve Dârü'l-Hadîsi't-Tenkıziyye'de ders verdi. 28 Şevval 767'de (8 Temmuz 1366) Emeviyye Camii'nde Fâtiha sûresinin tefsirini yaptığı derse melikü'l-ümerâ ve nâibü's-saltanah Seyfeddin Mengliboğa, kadılar ve ileri gelen devlet adamları da katıldı.
Yönetim aleyhindeki her türlü isyana karşı olan İbn-i Kesir, Memlük Devleti ile olduğu kadar ulemâ ve halkla da iyi ilişkiler içindeydi ve hemen her konuda ılımlı bir politika takip edilmesinden yanaydı. 752'de (1351) Emîr Bayboğa Urûs'un başarısızlıkla sonuçlanan isyanından sonra, Memlük Sultanı el-Melikü's-Sâlih ile birlikte Dımaşk'a gelen halife Mu'tazıd Billâh, onu devlete bağlılığının bir mükâfatı olarak, Demmâgıyye Medresesi'nde huzuruna kabul etti. Ahmed ibn-i Hanbel'in el-Müsned'indeki bazı hadisleri güzel yorumlamasından dolayı kendisini kutladı.
Hazret-i Ebû Bekir, Ömer ve Osman'a küfür ettiği ve Emeviyye Camii'nde Sünnîler'le birlikte namaz kılmayı reddettiği için, Mâlikî kadısı tarafından kırbaç cezasına çarptrılan Hilleli bir Şiî, daha sonra Dârüssaâde'de toplanan mahkeme heyeti tarafından idam cezasına mahkûm edildi (Cemâziyelâhir 755 / Haziran-Temmuz 1354). Bu mahkeme heyetinin üyeleri arasında İbn-i Kesîr de bulunuyordu.
İbn-i Kesîr, 741 Şevvali sonunda (Nisan 1341) ulûhiyyet iddiasında bulunan Osman ed-Dekâkî'nin yargılandığı Dârüssaâde'deki Dârüladl'de de üye olarak görev yaptı. Rebîülevvel 756'da (1355) Kâdılkudât Takıyyüddin es-Sübkî'nin, Altunboğa en-Nâsırî ve Kutluboğa el-Fahrî'nin yetimlerin mallarına el uzatmalarına göz yummakla itham edilmesi üzerine kurulan mahkemede görev aldı ve kadıyı savundu. 26 Rebîülevvel 766'da (21 Aralık 1364) Emîr Mengliboğa tarafından teşkil edilen ve Dârüssaâde'de toplanan mahkeme heyetinde de bulundu. Kanuna aykırı icraat yapmakla suçlanan Kadı Tâceddin ibn-i Takıyyüddin es-Sübkî lehinde oy kullanarak Mengliboğa'nın takdirini kazandı.
762'de (1361) isyan ettiği için azledilen Dımaşk Valisi Baytemür, Şa'ban 766'da (Nisan-Mayıs 1365) Dımaşk'a gelince onun şerefine Sahîh-i Buhârî'nin ezbere okunması işini organize etme görevi İbn-i Kesir'e verildi. Kıbrıs Frankları'nın İslâm ülkelerine karşı başlattıkları saldırıyı sürdürmeleri üzerine, gerekli askerî tedbirleri alan Dımaşk valisi Emir Mencak 770'te (1369), halkın cihada katılması gerektiği konusunda ondan fetva istedi. Bunu üzerine İbn-i Kesir el-İctihâd fî Talebi'l-Cihâd adıyla bir eser yazdı.
Hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybeden İbn-i Kesir 26 Şa'ban 774'te (20 Şubat 1373) Dımaşk'ta vefat etti Vasiyeti uyarınca Dımaşk'ta Bâbünnasr dışındaki Sûfiye Mezarlığı'na, hocası İbn-i Teymiyye'nin yanına defnedildi.
El-Hâfizü'l-Muhaddis unvanı verilen İbn-i Kesir'i, Zehebî Tezkiretü'l-Huffâz'ın sonunda çağdaşı olan muhaddisler arasında zikretmiş ve hadis ilminin çeşitli alanlarında verdiği eserler dolayısıyla kendisinden övgü ile söz etmiş, ayrıca ona el-Fakîhül-Müftî lakabını vermiştir.
İbn-i Kesir'den, camilerde verdiği umumi derslere ve dârü'l-hadislerdeki derslerine katılan çok sayıda talebe rivayette bulunmuştur. İbn-i Hiccî, Sa'deddin en-Nevevî, İbnü'l-Cezerî Muhammed ibn-i Muhammed, Bedreddin ez-Zerkeşî bunların en meşhur olanlarıdır.
Fıkıhta Şâfiî mezhebine mensub olmakla beraber İbn-i Kesir diğer mezheblerin görüşlerine de açıktı İbn-i Teymiyye'nin etkisinde kalarak Hanbelî kelâmını benimsemiş, hilâfetin Kureyşîliğini savunması dışında diğer dinî-siyâsî konularda onun görüşlerine bağlı kalmıştır. Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Tâlib el-Mekkî, Abdülkerim ibn-i Hevâzin el-Kureyşî ve Şehâbeddin es-Sühreverdî gibi ilk sûfilerden saygıyla bahsetmiştir. Şiîliğe karşı sert bir tavır takınmış, eserlerinde İsrâiliyyat'a yer vermemiştir.
İbn-i Kesir hükümdarlar, emirler, ulemâ ve halk nezdinde güvenilir bir şahsiyetti. Önemli dinî ve siyasî meselelerde onun fetvasına başvurulmuş ve verdiği kararlara uyulmuştur. Meselâ 22 Muharrem 767'de (9 Ekim 1365) Franklar'ın İskenderiye'yi yakıp yıkarak Müslümanları öldürmeleri üzerine, Memlük Sultanı el-Melikü'l-Eşref II. Şa'bân, yayınladığı bir menşurla Suriye'deki Hıristiyanların mallarının dörtte birinin müsâdere edilmesini istemiş. Mısırlı fakihlerin fetvasına rağmen İbn-i Kesir bunun şer'an câiz olmadığını söylemiş; sultan da onun görüşüne uymuştu.
Eserleri
A. Tarih ve Tabakat
1. El-Bidâye ve'n-Nihâye,
2. El-Fusùl fî Sîreti'r-Rasûl,
3. Sîretü Ebî Bekr es-Sıddîk,
4. Sîretü Ömer b. Hattâb
5. Sîretü Mengliboğa,
6. Tabakâtü Fukahâi'ş-Şâfiîyye,
7. Et-Tekmîl fî Ma'rifeti's-Sikât ve'z-Zuafâ' ve'l-Mecâhîl.
B. Tefsir
1. Tefsîrü'l-Kur'âni'l-Azîm,
2. Fezâ'ilü'l-Kur'ân.
C. Hadis
1. Câmiu'l-mesânîd ve's-Süneni'l-hâdî li-Akvâmi's-Senen,
2. İhtisâru Ulûmi'l-Hadîs,
3. Müsnedü'l-Fârûk Emîri'l-Mü'minîn Ebî Hafs Ömer ibn-i Hattâb ve Akvâlühû alâ Ebvâbi'l-İlm,
4. Tuhfetü't-Tâlib bi-Ma'rifeti Ehâdîsi Muhtasari İbni'l-Hâcib,
5. Tahrîcü Ehâdîsi Edilleti't-Tenbîh,
6. Ahkâmü's-Sugrâ fi'l-Hadîs,
7. El-Ahkâmü'l-Kebîr,
8. Muhtasarü'l-Medhal ilâ Kitâbi's-Sünen li'l-Beyhakî,
9. El-Mukaddimât,
10. Şerhu Sahîhi'l-Buhârî.
D. Fıkıh
1. El-İctihâd fî Talebi'l-Cihâd,
2. İrşâdü'l-Fakîh ilâ Ma'rifeti Edilleti't-Tenbîh,
3. Ahkâmü't-Tenbîh,
4. Kitâbü's-Semâ.